NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عِيسَى بْنُ
مُحَمَّدٍ
الرَّمْلِيُّ
وَابْنُ
عَوْفٍ
وَهَذَا
لَفْظُهُ قَالَا
حَدَّثَنَا
الْفِرْيَابِيُّ
عَنْ سُفْيَانَ
عَنْ ثَوْرٍ
عَنْ رَاشِدِ
بْنِ سَعْدٍ
عَنْ
مُعَاوِيَةَ
قَالَ
سَمِعْتُ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يَقُولُ
إِنَّكَ إِنْ
اتَّبَعْتَ عَوْرَاتِ
النَّاسِ
أَفْسَدْتَهُمْ
أَوْ كِدْتَ
أَنْ تُفْسِدَهُمْ
فَقَالَ
أَبُو
الدَّرْدَاءِ
كَلِمَةٌ
سَمِعَهَا
مُعَاوِيَةُ
مِنْ رَسُولِ
اللَّهِ
نَفَعَهُ
اللَّهُ
تَعَالَى
بِهَا
Hz. Muaviye'den (rivayet
edildiğine göre)
Rasûlullah (s.a.v.):
"Eğer sen insanların gizli kusurlarını araştıracak olursan onları (n
ahlâkını) bozmuş olursun" yahutta "neredeyse bozacak duruma
gelirsin" buyurmuştur.
Ebu'd-Derdâ dedi ki:
"Bu, Muaviye'nin Rasûlullah (s.a.v.)'den işittiği (ve gereğince amel
ettiği için kendisinden) yararlandığı bir sözdür."
İzah:
Hz. Ebu'd Derdâ'nın
Allah'dan Muaviye'nin hakkiyle yararlanmasını niyaz ettiği bu hadis-i şerif,
insanların şahsî kusurlarını araştırmanın haramlığına delâlet etmektedir.
Nitakim Kur'an-i Kerimde yüce Allah: "Birbirinizin kusurunu
araştırmayın"[Hucurât 12] buyurmuştur.
Yine hadis-i şerifte
bir kimsenin kusurlarını araştırmanın o kimsenin helakine sebep olabileceği
ifade buyuruluyor.
Gerçekten kusurları
araştırılıp ortaya çıkarılan bir insan, artık kusurlarının herkes tarafından
bilindiğini düşündükçe yavaş yavaş utanma duygusunu tamamen kaybedip herkesin
gözleri önünde kusur işlemekten çekinmez bir hale gelir. Çünkü utanma
duygusunu kaybeden insan, artık her kusuru işleyebilir. Nitekim bir hadis-i
şerifte "Utanmazsan dilediğini yap!.."[Buhari, Edeb] buyurulmuştur.
Ebû'd-Derdâ'nın sözünün tercemede gösterdiğiniz anlama geldiği,
Bezlu'I-Mechûd'da o ibare ile ilgili açıklamadan anlaşılmaktadır.